Etkinliklerimiz     ·       Haberler - Duyurular     ·       +90 ( 212 ) 631 23 11
  Dil     ·       Veli Girişi

Dil Seçenekleri

Çocuklarda Doyumsuzluk | İpekböceği Anaokulu ve Kreş | Fatihin En BÜYÜK Anaokulu

Çocuklarda Doyumsuzluk

Anne babalar mutlu çocukları olmasını istiyorlarsa onlarla empati kurabilmeli, onları anlayabilmeli ve mutlaka her şeyin bir sınırı olduğu ilkesini çocuklarına öğretebilmelidirler.

Çocuklarda Doyumsuzluk

21 Ocak 2019

Çocuklarda görülen doyumsuzluk davranışı yanlış anne-baba tutumuna bağlı olarak karşımıza çıkmaktadır. Makul istekler eğer ki sınırlar içerisinde yerine getirilirse çocuk doyumsuz olmaktan ziyade mutlu olmayı öğrenebilir.

Günümüzde anne babalar çocuklarına karşı oldukça duyarlı davranabiliyorlar ama bu durum bazen aşırıya kaçıp “sınırsız-özgürlükçü” aile modelini karşımıza çıkarıyor. Bu aile modeli çocuğun her istediğini anında karşılıyor ve çocuğu doyumsuzluğa itiyor.

Peki çocuklarımızın bitmek tükenmek bilmeyen istekleri ile nasıl baş edebiliriz? Çoğu zaman markette çikolata reyonlarının önünde ağlayan, tepinen çocukları ve onların etrafında dönüp duran “tamam sus ne istersen alıyorum artık yeter ki ağlama!” diyen anne babaları görürüz. Çocuk istediğinde kendinde çok benzeri bir oyuncak olmasına rağmen onu size aldırmak için ağlar, tepinir, çırpınır ve kaçınılmaz sonuç, istemeden de olsa sırf ağlamasını önlemek adına onun isteğini yerine getirir oyuna yine 1-0 geride başlarsınız…
Çocuklar durmadan bir şeyler isterler. İsteklerinin neredeyse tamamını karşılasanız da ardından yine benzer bir istekle yine karşılaşırsınız. İstemenin sonu gelmiyor ve bir süre sonra “çocuk doyumsuz oldu” diyebiliyoruz.

Peki çocuklar doyumsuz mu? Evet çocuklar doyumsuz. Ancak sürekli talep etmesi ve doyumsuz olmasındaki en büyük faktör ebeveynin çocuğun isteklerine sınır koymamasıdır.

Peki sınır koymak ne anlama gelir? Sınır; çocuğun neyi yapıp neyi yapmayacağını, uygun davranışının ne olduğunu, kendini güvende hissetmesini ve iç disiplin kazanmasını sağlar. Fakat hiçbir çocuk kendisine sınır konulmasından hoşlanmaz. Her zaman itiraz eder, mızıldanır, sürekli sınırları zorlar. Sınır koymak çoğu zaman çocuğun özgürlüğünü kısıtlamak, onu isteklerinden mahrum etmek gibi düşünülür. Oysa ki sınır çocuğun davranışının kabul edilebilir ya da edilemez olduğunu gösterir.

Anne babalar mutlu çocukları olmasını istiyorlarsa onlarla empati kurabilmeli, onları anlayabilmeli ve mutlaka her şeyin bir sınırı olduğu ilkesini çocuklarına öğretebilmelidirler. Tabi ki her anne baba çocuğunun ihtiyacının en iyi şekilde karşılanmasını ister. Çocuğun temel ihtiyaçlarının yanında ebeveynin hoş görüp çocuğuna sunduğu fırsatlar normaldir fakat; bu imkanlar ve fırsatlar ile zamansız ve abartılı bir şekilde tanışan çocuklarda doyumsuzlukla birlikte sorumsuzluk duygusu kaçınılmaz olmaktadır.


Çocuğa verilecek cep harçlığı da sorun olabilecek konulardan biridir. Cep harçlığında dikkat edilmesi gereken noktalar şunlar olabilir;
 

*harçlığın ne zaman verildiği
*veriliş amacı
*miktarı
 Ve
*kullanıldığı yer…


Eğer bunlara dikkat edersek çocukta oluşabilecek doyumsuzluk duygusunu ortadan kaldırırız ve çocuğa sorumluluk duygusunu aşılamış oluruz. Eline para geçen çocuk parayı nerede harcayacağı ve nasıl kullanacağı ile ilgili natif yaşayacaktır. Bunun sonucunda sorumluluğu ve özgüveni gelişecektir. Şunu unutmamalıyız ki; harçlık ayarlanırken arkadaşlarının harçlıklarından ne az ne de çok şekilde ayarlanmalıdır. Eğer harçlık fazla verilirse çocuk bunu arkadaşlarına karşı bir güç gösterisi olarak kullanabilir, savurgan olabilir ve ilerleyen yaşlarda tatminsizlik ve doyumsuzluk duygusunu yaşayabilir. Eğer harçlığı az verilirse arkadaşlarının yanında eksiklik yaşayabilir ve çocuk bu eksikliği ortadan kaldırmak için davranış bozukluklarından çalma, yalan v.b. durumlara başvurabilir. Harçlık belirlenirken anne, baba ve çocuğun birlikte oldu bir ortamda belirlenmeli ve verilecek miktar çocuğa izah edilmelidir. (Bazı anne babalarda maalesef rastlayabiliyoruz ki); en önemli nokta ise verilen cep harçlığı okul başarısı ile bağdaşlaştırılıp ceza aracı olarak kullanılmaktadır. Bu çok yanlış bir davranıştır.

Hangi yaşta olursa olsun çocuğun ulunduğu yaş döneminin özelliklerini bilmek, yaşına uygun davranışlar beklemek, sınırlarının nedenlerini açıklamak, kararlı olduğunuzu göstermek en önemli noktalardır. Özellikle çocuğun doyumsuzluğa ulaşmasını engellemek adına kararlı bir ses tonuyla çocuğun sınırlarını belirlemeniz atılacak ilk ve en önemli adım olacaktır.

Peki çocuğunuzu ödüllendirmek istiyorsunuz fakat doyumsuz olmasından korkuyorsunuz. Ne yapmanız gerekiyor?


 

Çocuğunuzu nasıl ödüllendirmelisiniz?

Hayatın ilerleyen aşamalarında çocuk gelişimi bazı yönlendirilmelere ihtiyaç duyar. Anne babanın çocuğun davranışlarının şekillenmesinde; onun başarılarını, doğru davranışlarını, onaylanması gereken tavırlarını ödüllendirmesi önemlidir. Büyükler, istenmeyen davranışların ve yanlışların kalkması için cezalandırma yöntemini uygun bir şekilde gerçekleştirmelidir. Aynı şekilde ödüllendirme yöntemini de dengeli uygulamak gerekir. Bu durumda olumlu davranışların artması, ödüllendirme ile başarıların devamı söz konusu olacaktır.

Genelde anne ve babalar kötü davranışa odaklanırlar. Yani çocuğun gün içerisindeki olumsuz davranışlarını hemen fark ederler. Bu durum anne ve babanın çocuğa olumsuz mesaj verme sayısını artırır. Çocukla sadece olumsuz yönlerin vurgulanarak iletişim kurulması uzun vadede büyük problemler oluşturabilir. Çocuğun olumlu davranışlarının onaylanması bebeklik döneminde başlar. Bir hareketten veya davranıştan sonra bebek, annenin veya babanın yüzüne bakar ve onlardan onay bekler. Eğer davranış onaylanırsa (gülümseme, kafa sallama, dokunma, ses ile onaylama, ona bir şey verme vb.) bebek o davranışını ilerletir ve davranışın değişik şekilleri artarak devam eder. Yani istenen davranış giderek güçlenir. Ama anne baba tarafından o davranıştan sonra olumsuz bir tavır (görmezden gelme, kaş çatma, ses ile ikaz, el ile engelleme, onu o ortamdan uzaklaştırma vb.) olursa, o davranış uzun süre devam etmez, giderek gücünü kaybeder.

Bu uygulamayı bebeklikten çocukluk dönemine ilerlettiğimizde yine aynı şekilde onay ve onaylamama çocuğun davranışlarının şekillenmesine neden olur. Ama unutulmamalıdır ki bütün bu söylediğimiz şeyler anne baba ile çocuk arasındaki normal bir ilişki ve karşılıklı etkileşim durumunda söz konusudur. Diğer hâllerde ise anne baba ile çocuk arasında bozuk bir ilişki olduğunda tepkilere itiraz eder. Çocuk anne babanın dediklerinin tersini yapar, engellenme ve onaylanmamaya ters tepkiler verir. Bir başka deyişle kaygan zeminde araba sürmek çok kolay olmayacaktır. Bu zemini öncelikli olarak normalleştirmek gerekecektir. Anne babalar, çocukları ile ilişki zemininin kaygan olduğu dönemde daha da fazla cezalandırma yoluna gitmeden önce, o zemini düzeltmelidirler.

Çocuğu ödüllendirmenin derecesi ve şekli, yaş ve ailenin durumuna göre değişiklikler gösterir. Ama şunu hemen belirtelim ki en iyi ödüllendirme şekli maddî ödüller yerine duygusal ve sosyal teşviklerdir. Anne babaların genel yanlışı, çocuğa hediye almayı sanki en iyi ödüllendirmeymiş gibi algılamalarıdır. Bu şekilde devamlı bir şeyler alınmaya ve verilmeye alıştırılan çocuk ise gün gelecek, en iyi ve pahalı hediyelerle bile mutlu olamayacaktır. Günümüzde mutsuz çocukların artmasının nedenlerinden bir tanesi de budur. Aslında anne babasının öpmesi, kucaklaması, gezdirmesi, onunla oynaması, ona güzel sözler söylemesi, başarılarını anlatması ve takdir etmesi şeklindeki ödüllendirme ise en sağlıklı ve en başarılı ödüllendirmedir. Burada bir örnek verelim: Anne baba çocuklarına ödül olsun, diye pokemon kartları alıyordu. Çocuk da o kartlar ile kumara benzer oyunlar oynuyordu. Bu şekilde ödüllendirme daha çok çocuğu cezalandırma gibidir. Zararlı şeylerden ödül olmaz.

Anne babaların bu türlü bir duygusal ödüllendirmenin yanı sıra, imkânları ölçüsünde ek hediyeler vermeleri de çocuğu ödüllendirmenin diğer yoludur. Anne babaların çocuklara alınan hediyelerdeki ölçüsü, maddî değeri yerine manevî değerini ön plâna çıkan hediyeler tercih edilmelidir. Ama bunu bazı anne babalar uygulasa bile günümüzün tüketim toplumunda çevresinden ve arkadaşlarından etkilenen çocukları yönlendirmek ebeveynler için hayli zor olmaktadır.

Bir örnek vermek gerekirse: "Ali 6 yaşında bir çocuktur. Anne babası tarafından ödüllendirme amacı ile sürekli maddî hediyeler, oyuncaklar, kıyafetler, onun istediği yiyecekler alınmıştır. Anne ve baba bu durumun iyi bir ödüllendirme şekli olduğunu düşünmektedir. Ancak çocuğun istekleri giderek artmaktadır. Çocuk sürekli bir tüketim içerisine girmiştir. Artık diğer çocuklar için pahalı sayılabilecek oyuncaklar bile onu en fazla bir gün mutlu etmektedir. Ali'de bu talepkâr yapıya paralel olarak istekler devam ederken, anne baba artık Ali'nin bitmek tükenmek bilmeyen ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaya başlamıştır. Ahmet her gördüğü şeyi aldırmak için anne babasını zorlamaya devam etmektedir. Bir yere gidildiğinde orada gördüğü oyuncağı aldırtmak için kendisini yerlere atmaktadır. Bu durumda Ahmet ile anne babanın arasındaki ilişki giderek daha sıkıntılı hâle gelmiştir. En sonunda aile profesyonel yardım için uzmana başvurmaya karar vermiştir." Bu örnekte anne baba, çocuğu ödüllendirme şekli olarak daha çok maddî hediyeleri ön plâna çıkarmıştır. Bu da çocukta bilinçsiz istekleri ve diğer sosyal alanlarda mutsuzluğu getirmiştir. Çocuk, başka şekilde onaylanmadığı ve takdir edilmediği için kendisini bu şekilde mutlu etmeye uğraşmaktadır.


 

Bazı ödüllendirme şekilleri

 

Bebeklik döneminde ödüllendirme şekli;

Öpme
Okşama
Sevme
Kucaklama
Onunla oynama
Besleme
Onunla meşgul olma
Onunla konuşma
Onu sevdiğini hissettirme vb.

(Not: Bu davranışların, normal zamanlarda da yapılması zaten gerekli olmakla birlikte, çocuk ödüllendirilmek istendiğinde özellikle yapılması da önemlidir.)


 

Okul öncesi dönemde ödüllendirme şekli;

Öpme
Okşama
Sevme
Kucaklama
Onunla oynama
Onunla gezme
Birlikte vakit geçirme
Söz olarak onaylandığını vurgulama
Ona hoşuna gidecek sözler söyleme
Onun sevildiğini hissettirme
Gelişim dönemine uygun oyuncak ve hediyeler alma (Bu hediyelerin manevi değeri ön plâna çıkarılmalıdır).
Onunla sportif aktiviteler yapma vb.


 

Okul döneminde ödüllendirme şekli;

Öpme
Okşama
Sevme
Onunla oynama
Onunla birlikte gezme
Sevgi mesajları verme
Birlikte ders çalışma
Onaylandığını hissettirme
Kabiliyetlerini ön plana çıkaracak program ve aktivitelere yönlendirme
Ona hoşuna gidecek sözler söyleme
Sportif faaliyetler yapma
Birlikte gezinti, dışarıda bir yemek vb.

Bütün bu ödüllendirmeler ve onaylamalar, çocuklara uygulanmalıdır ama ödüllendirme özellikle onaylanması gereken davranışlar için vurgulanmalıdır. Anne babalar, ödüllendirmeyi belli bir hedefe, başarıya karşılık yapmaları, o hedeflere ulaşılmayı kolaylaştırır ama verilen sözlerin kesinlikle yerine getirilmesi ilerleyen hedeflere ulaşma ve ödüllendirmenin ciddiyeti açısından çok önemlidir. Anne babaların ödülü sadece çocuğun yaptığı olumlu davranışlarda uygulaması ve bir başarı sonucunda ödül olur. Düşüncesinin yerleştirilmesi yanlıştır. Bu nedenle çocuk ile normal zamanlarda da yukarıda sözü edilen davranışların yerine getirilmesi önemlidir.


KAYNAK
Pınar Ersöz

GERİ